Besni’ de Oyunlar

Besni’ de Oyunlar

Besni mıntıkasında “çalgılı oyun” ve “çalgısız oyun” diye ikiye taksim edilebilecek surette iki cins oyun yoktur. Yani her oyunun ister çalgı refakatiyle, ister türkülü olarak yürütülmesi mümkündür. Aşağıda adları okunacak oyunların bir kısmı mahalli olmaktan ziyade taşralılarca Besni’ye sokulmuşlardır. Bir kısmının da tam manasıyla yerli sekenenin yaratma eseri olduğu bir dereceye kadar hissedilebiliyor. Çünkü, taşradan gelenler hem az çok değişikliğe uğramış, hem de asıl yerli tiplerde etkili olmuşlardır.

Aşağıdaki alfabe sırasındaki kadın oyunlarının adlarına daima “oyun” kelimesi eklenir, fakat dans unsuru, cümlesinde (tamamında) aynı kuvvette mevcut değildir. Halay gibi birkaçı istisnaî üstünlük arz ederek asıl yerlileri sönük düşürürler. Umumiyetle cümlesi (sırf raks unsurundan ibaret olanları da) eğlendirici çeşitlerdir. Ağa Oyunu, At Oyunu, Bahçemizde Meleme, Bebek, Berber, Bu Bağ Bizim Olaydı, Buğday Sapı Başağım, Çiftçi, Çifte Konağın Gelini, Çiftetelli, Çömçe (çemçe), Değirmenci, Dello, Dombala, Düz Hava, Eşekçi, Feride, Fincan, Hanım Kızdı, Halay (oyunu kelimesi eklenmez), Harmandalı, Hasandağlı, Kalbur, Kaptıkaçtı, Karga, Kaynana, Keşgem, Kitap, Koca, Konyalı, Köşker, Kurt, Lorke, Memet, Mendil, Mentuvar, Mercan, Merkep Yapma, Narey Narey Hey Narey, Oklakıyım Bazıyım, Papuç Çarpma, Rafa Koydum Yoğurt, Sarı Buğday Başıyam, Sarı Zeybek, Sekimeç, Şarap İçtim, Tamzara, Tango, Tavşan Yapma, Tek Oyunu, Teşt Çalım, Zeybek vb. Oyunları.

Raks unsuru arada yer alanlarına misal Mercan Oyunu’dur. Bu oyun en çok düğünlerde kadınlarca oynanır. Yaşlı bir kadın “Mercan Ana” olur. Mercan Ana hastalanır. Bütün kadınlar başında ağlaşma taklidi yaparlar. Mercan Ana’nın gözünde türlü şeyler tütmektedir. Mesela; “Bana elma bulun” der. Kadınlardan biri bir türkü düzüverir: “Çarşıya vardım ki elma bulunmaz”. Mercan Ana, “derman” ister. Yine bir kadın: “Çarşıya vardım ki derman bulunmaz” şarkısını çağırır. Kısaca her isteğine karşı bir şarkı dizilerek böylelikle hoşça vakit geçirilmiş olur.

Erkek oyunlarından yalnız raks unsurlu olanlarını hatırlıyoruz: Çiftetelli, Daire, Delibaşı, Deve, Emir Hamur Bazlambaç, Eşkiya, Fanti, Gelin Kaldırma, Gemi Kötülemeç, Halay, Harmandalı, Höyük, Karnı Yirik Kara Tavuk, Kartal, Kılınç (Kılıç), Konyalı, Köroğlu, Laz, Lorke, Namaz, Okşin, Papuç Çarpma, Remi, Sallama, Sarı Zeybek, Sene Sonu, Sinsin, Üç Adım, Üç Ayak, Zaza ve Zeybek oyunları. Bunlardan Halay en başta gelir. Halay çekilirken coşan seyircilerin aralardaki “Alahey!” ve “Siyah!” nidaları coşkunluğun ifadesi olur. Halay’a kadınlar bazen katılabildiği gibi, kendi meclislerinde ayrıca da Halay çekerler. (Siyah! nidası, gemici tabiri olan “siya” ile aynı şey olsa gerektir. Alahey! Nidasının muhaffefini “Halay” adında görmek mümkündür.) Sitil Oyunu Soytarı Oyunu gibi tertiplerde de az çok raks unsuru vardır.

Çocuklar kendi aralarında Halay çekerler. Kürkün Gey, Sinsin, Sumatra, Zeybek gibi müstesna, diğer bunca çocuk oyunlarında raks unsuru hiç yoktur. İddia ve boy ölçüşme oyunlarıdır. Raks tabirini hiç kullanmazlar.

Oyun adları münasebetiyle mahalli birkaç kelimenin anlamları şunlardır: Paca; baca veya pencere demektir. Polka (koska); kabadayı, kendini beğenmiş, Pöçük; kuyruk, sitil; satıl-bakraç, köçker; köylü ayakkabısı yapan, kunduracı demektir.

Buna da bak

Büyü

Büyü Arapça sihir kelimesinin karşılığı olan bu öz Türkçe söz, anlam bakımından Türk kültür tarihinde …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir